Yargıtay Cumhuriyet Savcısı, kız kardeşini boğarak öldüren katile verilen ağırlaştırılmış mahpus cezasını fazla buldu. Başsavcı, öldürülen kız kardeşin ömür usulünü münasebet göstererek haksız tahrik indiriminden yararlandırılması gerektiğini savunduğu katilin onlarca sabıka kaydı olmasına ve “Pişman değilim” demesine rağmen “iyi hal indirimi”nden de yararlandırılmasını istedi.
Kadın cinayetlerinden sonra yargının çoğunlukla erkekten yana ve namus anlayışını öne çıkarttığı için reaksiyon çeken kararlarına bir yenisi daha eklenmek isteniyor.
Yerel mahkemenin kız kardeşini öldürdüğü için ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırdığı erkek için Yargıtay Cumhuriyet Savcısı “katmerli” indirim talep etti.
Davaya husus olan olayda, Selim Kantar isimli ve 40’ı aşkın isimli sicilve arşiv kaydı bulunan erkek, pandemi münasebetiyle kontrollü özgürlük hakkından yararlandırılarak cezaevinden çıktı. Kantar, annesi ve biri boşanarak iki çocuğu ile birlikte konuta dönen üvey iki kız kardeşi ile birlikte yaşamaya başladı.
İNTİHAR SÜSÜ VERDİ
Boşanan kız kardeşin gece dışarı çıkmasından rahatsız olan Selim Kantar kendi tabiriyle tasarlayarak cinayeti nasıl işlediğini şöyle anlattı:
“D. daima akşamları çıkıyordu. Otomobil ile D’i alıp götürüyorlardı. Geç saatlerde de meskene bırakıyorlardı. Bu sebeple kendisi ile tartıştım. Dışarıya çıkmamasını söyledim. Bir şeye muhtaçlıkları olmadıklarını, annemin maaşının kâfi geldiğini söyledim. Lakin beni dinlemedi. İki tane de küçük çocuğu vardı bunlarla da ilgilenmiyordu. Olay günü saat gece 11 sıralarında meskenden çıktı tekrar bir araç geldi, aldı. Saat 02.00-03.00 üzere bıraktılar. D.’yi öldürdüm. İntihar süsü vermeye çalıştım. Geçip odama uzandım. Birisinin görmesini bekledim. Kızı annesini görünce koşup anneme haber verdi.”
ANNE ŞİKÂYETÇİ OLMADI
Olayın intihar olarak kabul edilmesinden sonra sanık Selim Kantar meskeni terk etti. Dokuz ay sonra öteki bir kabahatten bulunduğu cezaevinden dilekçe göndererek cinayeti işlediğini itiraf etti. Yargılanma sürecinde annesi ise oğlunun cezaevinde kalmayı sevdiği için palavra söylediğini argüman ederek şikâyetçi olmadı.
Mahkeme, çok sayıda sabıkası olan Selim Kantar’ın tasarlayarak işlediği ve “yargılama sürecinde de ‘Yine olsa tekrar yaparım’ diyerek pişman olmadığını belirttiği cinayetten ötürü ağırlaştırılmış mahpusla cezalandırılmasına karar verdi.
DOSYA YARGITAY’DA
İstinaftan sonra Yargıtay’a taşınan davaya ait mütalaasını hazırlayan Yargıtay Cumhuriyet Savcısı, Selim Kantar isimli katile verilen cezanın bozulmasını talep etti. Öldürülen bayanın sabit bir işi olmadığını, “erkeklerin daveti üzerine giderek bir iki saat sonra gece geç saatlerde geri döndüğünü”, çocuklarına bakmadığını sav etti. Savcı, katilin şu münasebetlerle haksız tahrik indiriminden yararlandırılmasını istedi: “Sanığın bu durumdan rahatsızlığını lisana getirip onu defaten uyardığı sonuç alamayınca onu öldürdüğü anlaşılmaktadır. Maktulun yaptığı işler yasal olarak bir hata oluşturmasa da aile bireyleri açısından onaylanmayacak toplum içerisinde onları küçük düşürecek nitelikte fiil olup sanığın ikazlarına karşın aldırış etmeyen maktulun davranışlarından kaynaklı hiddet ve şiddetli elem altında kabahatin işlenmiş olması nedeniyle haksız fiil olarak kabul edilerek sanık hakkında haksız tahrik kararlarının uygulanmaması…”
Savcı ayrıyeten, katilin uygun hal indiriminden yararlandırılmamasına da itiraz etti. Adaletin “Herkese eşit davranmak değil hak edene hak ettiğini vermeyi” gerektirdiğini de söz eden Savcı, katil Selim Kantar’ın olaydan sonra intihar etmeyi düşündüğünü, dava takipsiz kalmak üzere iken ve olayın üzerinden de dokuz ay geçtikten sonra itiraf ettiğine dikkati çekti. Savcı, bu nedenlerle sabıka kaydı münasebet gösterilerek katilin âlâ hal indiriminden yararlandırılmamasının da hukuka karşıt olduğunu sav etti.