İYİ Parti Genel Lideri Müsavat Dervişoğlu, “Son vakitlerde partilerden daha çok bireylerden bahsediyor, ortak geleceğimizi kurumsal siyasetler yerine şahıslar üzerinden kurgulanmış bir siyasi planlamaya terke zorlanıyoruz. Bu, değiştirmeye mecbur olduğumuz sistemin bize dayattığı ve asla kabul edemeyeceğimiz bir handikaptır. Türkiye’nin geleceği, birleştirici ve kapsayıcı bir siyasetle yine inşa edilmelidir” dedi.
İYİ Parti Genel Lideri Dervişoğlu, gazete ve televizyonların temsilcileri ile Ankara’da bir ortaya geldi. Dervişoğlu, dünyanın ekonomik, toplumsal ve siyasal açıdan büyük bir dönüşüm yaşadığını ve Türkiye’nin de yeniliklere açık olması gerektiğini tabir etti. Dervişoğlu, “Küresel çapta toplumlar daha adil, eşit ve özgür bir ömür talep ediyor. Lakin gücün yine tanımlanması olarak isimlendirilebilecek bu süreç, ülkeleri daha da agresif kılıyor. Bunu etrafımızda yükselen savaş eğilimlerden açık bir biçimde anlıyoruz. Tüm bu global gelişmelere ek olarak Türkiye’nin de kendine has bir süreçten geçtiğine şahit oluyoruz. Son 22 yılın izleri, ülkemizin hem ekonomik hem de toplumsal yapısında derin yaralar açtı. Tarım, sanayi, eğitim ve adalet hatta iktisat üzere hayati alanlarda önemli tahribatlar yaşandı. Ülkemizin üretim kapasitesi darbe aldı. Gençlerimiz geleceğe dair umutlarını yitirdi, adalet ve istatistik kurumları başta olmak üzere tüm kurumlar da inanç kaybetti. Toplumun her kısmı bu yozlaşmayı derinden hissediyor. Lakin bu süreç tıpkı vakitte Türkiye’nin de yenilenmeye mecbur olduğu gerçeğini ortaya koyuyor. Ülkece bu tahribatı onarmamız, geleceğimizi sağlam temeller üzerine inşa etmemiz gerekiyor” tabirlerini kullandı.
‘MERKEZ SİYASET, ORTAK AKLIN VE SAĞDUYUNUN SESİ OLMUŞTUR’
Eski usullerle ilerlemenin mümkün olmayacağını kaydeden Dervişoğlu, Türkiye’nin ekonomik, toplumsal ve siyasal açıdan değişimlere muhtaç olduğunu belirtti. Partisinin yaptığı bütün çalışmaların siyasete yeni bir soluk kazandırmak için olduğunu vurgulayan Dervişoğlu, “Bugün Türkiye’nin her zamankinden daha fazla birleştirici ve kucaklaştırıcı bir siyasi yönelime muhtaçlık duyduğu tartışmasız bir gerçektir. Arayışımız aşırılıklara sapmadan, toplumun geniş kesitlerini kucaklayabilen bir siyaset anlayışıdır. İşaret ettiğim bakış açısı, geçmişte bu ülkenin birlik ve beraberliğini sağlamış, farklı görüşlerden insanları tıpkı ortak paydada buluşturmayı başarmış bir güçtü. Bugün yine bu geleneği canlandırmak, Türkiye’nin muhtaçlığı olan toplumsal barışı ve istikrarı geri getirmek demektir. Merkez siyaset, her vakit makul olanın, ortak aklın ve sağduyunun sesi olmuştur. Toplumu kutuplaştıran siyaset anlayışının yerine; birleştirici, bütünleştirici, kavrayıcı bir siyaset gereklidir. Benim çağrım salt siyasi partilere değil, direkt doğruya Türk milletinedir. Türkiye’nin her bir bireyine, ortak akılda ve sağduyuda buluşma davetidir. Dikkat ederseniz son vakitlerde partilerden daha çok bireylerden bahsediyor, ortak geleceğimizi kurumsal siyasetler yerine şahıslar üzerinden kurgulanmış bir siyasi planlamaya terke zorlanıyoruz. Bu, değiştirmeye mecbur olduğumuz sistemin bize dayattığı ve asla kabul edemeyeceğimiz bir handikaptır. Türkiye’nin geleceği, birleştirici ve kapsayıcı bir siyasetle tekrar inşa edilmelidir” diye konuştu.
‘MUHALEFET, KAYBEDENLERDEN OLDU’
Türkiye’nin son yıllarda önemli bir ekonomik krizle karşı karşıya kaldığını söyleyen Dervişoğlu, “Yüksek enflasyon, işsizlik, döviz kurlarındaki istikrarsızlık, bilhassa düşük gelirli kısımların ömür şartlarını giderek zorlaştırıyor. Gelir dağılımındaki adaletsizlik büyürken, toplumun büyük bir kısmı ekonomik zorluklarla çaba ediyor. Üretimi ve girişimciliği destekleyen, toplumsal adalet ile özgür piyasa iktisadı ortasında dengeyi sağlayan siyasetler, bu krizden çıkış yolunu sunabilir. Fakat üzülerek görüyoruz ki mevcut dengesizliği toplumun kanıksamasının yerini oluşturdular. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidara geldiği yıl doğan ve bugün 22 yaşında olan gençlerimiz, uygunun ne olduğunu bilmedikleri için mevcudu olağan sanıyorlar. Toplumu her çarpıklığı olağan karşılar, kabul eder hale getirdiler. Öteki bir sözle alıştırdılar. Bu tabloya baktığımda, vatandaşı berbata razı etmeyi başaran AKP’nin siyaseten başarılı olduğunu; lakin düzgün olanı hakikat bir biçimde anlatamayan, yeterlilik için istek üretemeyen muhalefetin de en büyük kaybeden olduğunu itiraf etmem gerek. Toplum; gerçeği, makulü kaybetti ve değişime duyulan muhtaçlık artık her zamankinden daha büyük” dedi.